BALKANLARDA İSLAM VE SARI SALTIK
Prof. Dr. Mensur NUREDİN
Uluslararası Vizyon Üniversitesi – Makedonya
Sarı Saltık Baba
Avrupa coğrafyasında sekizinci yüzyılın ikinci yarısından itibaren Endülüs Emevi Müslümanları ile İslam’ın varlığı bilinmektedir. Bunun yanında Güney Doğu Avrupa bölgesinde özellikle Balkanlarda İslam’ın yayılması ve öğretilmesi çok daha sonraları Sarı Saltuk adlı bir derviş tarafından götürüldüğü bilinmektedir.
Müslümanların Balkanlardaki İslam’ı yayma faaliyetleri, Sloven ve Hırvat Hıristiyanlığının ezici gücü karşısında durdukları bilinmekle birlikte doğu ve güney kısımlarında yayıldığı görülmektedir. Bölgede daha sonra İslam’ın yayılmasında da etkili olacak olan, haçtan nefret eden ikon ve kilise teşkilatını yok sayan Bogomilism inancı yaygın olmuştur. Bogomilism’in etkin olmasının temel nedeni olarak ise Hıristiyanlığın: Sırp, Bulgar ve Boşnaklar üzerinde ezici ve şiddetli baskılarına karşı bu inancı seve seve kabul ettikleri görülmektedir. Bunun en iyi örneğini o sırada bölgede yaşayan bir papazın sözü açıklamaktadır: “Bunlar ne Katolik ne de hakiki Ortodokstur”
On üçüncü yüzyılda Güney Doğu Avrupa özellikle Balkanlar coğrafyasında İslam’ın yayılması ve öğretilmesi husususun ilk başlatıcı olarak karşımıza Sarı Saltık çıkmaktadır. Kaynaklarda Şerif Hızır diye geçen Sarı Saltık, ilk olarak İbn Batuta’nın Seyahatnamesinde karşımıza çıkmakla birlikte Evliya Çelebi de eserinde bahis etmiştir. Bunların yanında Balkan coğrafyasına gelmesi hakkında Evliya Çelebi’nin tespiti dikkat çekicidir:
“Ahmed Yesevi, Hacı Bektaş’tan sonra “Sarı Saltık” lakabı ile tanınan Muhammed Buhari’yi Horasan Erenlerinden yediyüz kişi ile imdada gönderiyor ve meşhur tahta kılıçını beline kuşatarak şu nasihatı veriyor: “Sarı Muhammed’im! Bektaşım seni Rum’a göndersin. Leh diyarında dalalet –ayin olan Sarı Saltık suretine girip, ol mel’unu bir tahta kılıçla katleyle! Makedonya, Dobruca’da, Yedi-krallık yerde nam ve şan sahibi ol” Sarı Saltık Rum diyarına gelince Hacı Bektaş Veli, Şeyhinin emrini yerine getirerek, onu Dobruca’ya gönderiyor; o da oralarda bir çok kerametler gösteriyor bir çok yerleri zapt ve ahalisini İslam eyliyor”.
Çelebi, Sarı Saltık’ı Ahmet Yesevi öğrencilerinden olduğunu ve Rum diyarına Hacı Bektaş’ın yanına oradan ise Balkan coğrafyasına gönderdiğini ifade etmektedir. Diğer taraftan Kanuni Sultan Süleyman’ın 1538 seferinde Baba dağını ziyaret ettiği belirtilmiştir. Diğer taraftan Hacı Bektaşı Veli Velayetnamesinde; Sarı Saltık’ın bir çoban olduğu ve Hacı Bektaş’ın emri ile yanında iki abdalla beraber Sinob’dan seccade üstünde Gürcistan’a gittikleri Gürcilere İslamı tebliğ ettikten sonra Dobruca’ya dönerek burada canavar öldürerek buradaki ahaliyi Müslüman ettiği belirtilmiştir.
Diğer taraftan M. Tayyip Okkiç’in bir makalesindeki konu üzerine tespiti ilgi çekicidir; On üçüncü asırda Bizans hizmetine giren bazı Türk kavimlerinin bulunduğunu bunların Balkan coğrafyasında Bizans tarafından iskân edildiği bunların da yaşadıkları bölgede İslam’ı yaydığı-öğrettiği ifade etmektedir. Sarı Saltık’ın da aynı şekilde 1263 tarihinde yanında bir kısım Türkle beraber Balkanlara bu şekilde geçtiği mezkûr kaynakta belirtilmektedir. Diğer taraftan yanında giden bir kısım dervişin geri dönmüş olduğunu söylemektedir. Bunların yanında Sarı Saltık’ın Bektaşi geleneğinden gelmediğini ifade etmiştir. Okiç; Sarı Saltık’ın Bektaşilikle hiçbir ilgisi olmadığı halde, vefatından hayli sene sonra kurulmuş bulunan bu tarikatın menakıpnamelerinde ve velâyetnamelerinde isminin geçtiğini ifade ediyor.
Sarı Saltık ve yanında giden dervişlerin bir kısmının döndüğü bilinmektedir. “bir kısım Türkler Sarı Saltık’la Balkanlara geçmişler ve sonra Karesi-oğullarından İsa bey zamanında tekrar Karesi mülküne Hicri 662 Miladi 1263-64 hicret ettikleri görülmektedir.
Bu kaynaklarda dikkat çekici diğer bir nokta ise; Büyük bir İslam dervişi olan Sarı Saltık’ın Osmanlı fütühat hareketi başlamadan önce burada İslam’ı yayması ve öğretmesidir. Böylece Osmanlı gelmeden önce burada zemin hazırladığı ifade edilmektedir.
Bunun yanında Evliya Çelebi Seyahatnamesinde ve İbn Batuta Seyahatnamesinde bölgedeki şehir isimlerinden yola çıkarak Sarı Saltık ve türbesi hakkında bilgiler vermektedir. Bunların başında Türkiye coğrafyasında Edirne’nin Babaeski, Yunanistan’da Korfu Adası ve en önemlilerinden olarak bilinen Romanya Dobruca’da Kaliakra ve son olarak Boğdan’da Baba dağı olduğunu ifade etmektedirler. Aynı zamanda, Makedonya’nın Ohri kentinde türbesi olduğu da bilinmektedir.
Sarı Saltık, Vefatından sonra cesedinin yedi tabut hazırlanıp bir tabut içine konmasını ve yedi tabutun uzaklarda bulunan yedi hıristiyan memleketine defnedilmesini vasiyet etmiştir. Zira böylece kabrini ziyaret edecek Müslümanların hakiki mezarını bilmeyecekleri yedi hıristiyan memleketin her birine gitmek mecburiyetinde kalacakları ve ziyaretler dolayısıyla bu ülkelerin İslam devletine ilhak edileceği düşünülmüştür.
Konu hakkında diğer bir ifade ise; yedi hıristiyan diyarı hükümdarı tarafından asker göndererek cesetinin aldırıldığı ve memleketine defin edildiği de belirtilmiştir. Bunların yanında Sarı Saltık’ın mezarının bulunduğu yerler ile Bogomilism inancının aynı bölgelerde etkin olduğu kaynaklarda ifade edilmiştir.
Bunların yanında Sarı Saltuk hakkında bilgiler yarı efsanevi veya halk arasında anlatılan hikâyelerden oluştuğu bilinmekle birlikte döneme ait kaynakların Kilise tarafından yakıldığı ve Macarlar tarafından yapılan eserlerin tahrip edildiği bilinmektedir.
Ohri’deki Sarı Saltık Türbesi
Günümüzde Hıristiyanların Sveti Naum’a ait olduğunu düşünerek ziyaret ettikleri ve sesler geldiğine inanarak dilek tutup kulaklarını dayadıkları bu mezar, geçmişte Türkler tarafından da Sarı Saltuk’un mezarı olarak kabul edilmiş ve saygıyla ziyaret edilmiştir. Tarihte bu mezarın hem Hıristiyanlar hem de Müslüman Türkler tarafından ziyaret edildiği, Hıristiyanların mezarda Sveti Naum’un yattığına inandıkları, Müslümanların ise mezarda Sarı Saltuk’un yattığına inandıkları araştırmacıların çalışmalarıyla ortaya konulmuştur. Daha sonra Türklerin pek çoğunun bölgeden ayrılmasıyla mezarın Türk ziyaretçilerinin sayısı gittikçe azalmış, zamanla Türklerin bu mezarı ziyaretlerinde azalma görülmüştür. Bugün mezar görünüşte sadece Hıristiyanların ziyaret ettiği bir yer haline gelmiştir. Ancak, Makedonya’daki Türklerin bir bölümü, bu mezarı hâlâ Sarı Saltuk’un makamı bilerek ziyarete devam etmektedirler.
Bir yanıt bırakın