Harmanlı (Harmanli), Bulgaristan’ın Hasköy (Haskova) iline bağlı Meriç nehri kenarında yaklaşık 18.000 nüfuslu bir kasabadır. Köyleri ile beraber gününüzdeki nüfusu 25.000’ni bulmaktadır. Haskova vilayeti içerisinde diğer yerlerle mukayese edildiğinde Türkiye sınıra yakın bir kasaba olması hasebiyle günümüzde Türk ve Müslüman nüfusun en az yaşadığı yerleşim yerleri arasında yer almaktadır.
Osmanlıların Balkanları fethi döneminde ilk fethedilen bölgelerdendir. Meriç nehri kenarında Türkler tarafından kurulmuş bir yerleşim yeridir. En erken Kanuni dönemi ile ilişkilendirilmektedir. Anadolu’dan getirilen Müslüman Türk halkının iskânı ile oluşturulmuştur. Kasabanın adını düzlük alan anlamında harman-yeri olarak tanımlanmasından verildiği rivayet edilmektedir. Osmanlının ikinci payitahtı Edirne’ye 71 km uzaklıktadır. İstanbul’dan hareketle Balkanlar üzerinden geçen “Ortakol Güzergâhı” üzerinde bulunan Harmanlı yerleşim alanında inşa edilen Osmanlı yapılarına bakıldığında bir menzil merkezi olarak görülmektedir.Osmanlılar, yeni kurulan kentlerde cami, han, hamam, kervansaray, konak, türbe, medrese gibi vakıf medeniyetine dair yapılar inşa ederek o yerleşim yerlerine İslami bir kimlik kazandırmışlardır. Harmanlı da bunlardan biridir.
Harmanlı’daki Osmanlı Eserleri:
Harmanlı’da Osmanlı eserlerine dair çeşitli kaynaklarda bilgi mevcut olmakla beraber, geniş malumat veren eserler yoktur. Balkanları ve Rumeli’yi gezen yüzyıl seyyahlarından Evliya Çelebi, eserinde “Buradan Kayalı ve Semizce Köylerini geçip hanlarında çok az müddet kaldık. Sonra Semizce karşısında Altınçayır denilen çimenlikte oturduk. Bu yer, Çirmen toprağıdır. Doğrusu altın gibi çayırdır. Oradan doğuya devam ederek Harmanlı kasabasına geldik. Çirmen Sancağı nahiyesidir” diyerek Harmanlı hakkında da bilgi vermektedir. Çelebi, 200 hanelik bir kasaba olarak gösterdiği Harmanlı’da imaret ve medresesi olan bir caminin varlığından bahseder ve büyük bir han olduğunu yazar. Güney tarafında da Osman/Otman Baba türbesi ve dergâhı olduğunu zikreder. Ayrıca ansiklopedik bilgilere bakılacak olursa Harmanlı’da bunlardan başka yine Siyavuş Paşa hayratı olan bir hamam bir de çeşme mevcuttur.
Hakkında en geniş bilgi sahibi olduğumuz ve günümüze kadar yıkılmadan ayakta kalabilen Osmanlı eseri, Siyavuş Paşa Köprüsü’dür. Osmanlı padişahı III. Murad (1574-1579) döneminde Sadrazamlık yapmış olan Siyavuş Paşa, Rumeli’de çeşitli görevlerde bulunmuş ve seferlere katılmıştır. Osmanlı kroniklerinde III. Murad’ın tahta çıktığı dönemde Rumeli Beylerbeyi olarak gösterilmektedir. Aynı zamanda saray damadıdır, II. Selim’in Nurbanu Sultan’dan olan kızı Fatma Sultan ile evlidir. 1582-1593 yılları arasında arada görevden aziller olmakla beraber, yaklaşık beş buçuk yıllık bir sadaret görevi mevcuttur. Adil, rüşvet almayan, işini doğru yapan ve hayırsever kişiliği ile tanınan Siyavuş Paşa, Beylerbeyliği ve Sadareti dönemlerinde başta İstanbul ve Rumeli olmak üzere pek çok yerde hayır ve hasenat kurumları inşa ettirmiştir.
Rumeli’de yaptırdığı hayır ve hasenat kurumları arasında Harmanlıdaki eserler en önemlileridir. Siyavuş Paşa’nın Harmanlıda inşa ettirdiği ve bu gün ayakta kalan eserlerinden birisi “Harmanlı Köprüsü” veya Meriç nehrine dökülen Uludere üzerine kurulmuş olmasından dolayı “Uludere Köprüsü” namı ile tanınan kendi hayratı olan Siyavuş Paşa Köprüsüdür. Hicri 993 ( 1585) tarihli manzum kitabesi, XVI. yüzyılın tanınmış şairi ve Mimar Sinan’ın dostu Sai Mustafa Çelebi’ye aittir. Kitabedeki manzum tarihin Mimar Sinan’ın dostu tarafından yazılmış olması ve köprünün tarzının Sinan’ın eserlerine benzemesi dolayısıyla ustasının o olduğu fikrinin ortaya atılmasına sebep olmuşsa da tezkirelerde Mimar Sinan eserleri arasında böyle bir yapı sayılmamaktadır. Ayrıca eserin tamamlandığı dönem Mimar Sinan’ın vefatına yakın olması hasebiyle bu ihtimal azalmaktadır. Onun öğrencilerinden birinin eseri olma ihtimali daha yüksektir.
Köprünün resminden de anlaşılacağı üzere ortada büyük bir göz ve iki başta birer göz bulunmaktadır. Üç gözlü ortada gittikçe yükselen bir sırt mevcuttur. Bundan dolayı halk arasında “Kambur Köprü” olarak da nam salmıştır. Köprüye sonradan ilave edilen bir kısım da mevcuttur. Her ne kadar üzerine kurulduğu dere bu gün akmıyorsa da akış yönüne göre sağ tarafında veya batı kısmında bir kitabe köşkü bulunmaktadır. Burada mevcut kitabesinde mealen Allah’ın izniyle Sultanın Veziriazamı Harmanlı nehri üzerinde büyük bir köprü inşa edilmesini emretti. O, zenginin ve fakirin geçtiği bir köprüdür. Doğru ve Hak yolda yürüyenler Allah’ın rahmetine kavuşur. Bu muhteşem köprü 933 senesi Siyavuş Paşa zamanında inşa edilmiştir” yazmaktadır ve Sai Mustafa Çelebi imzasını taşımaktadır. Taşlarının bir kısmı dökülmüş ve bu yüzden bir hayli harap durumda olan köprü, günümüzde araç trafiğine ve yaya geçişlerine kapalıdır. En kısa sürede onarılmazsa yıkılması kaçınılmazdır.
Siyavuş Paşa Köprüsü
Yıkılmaya Yüz Tutmuş Kitabe Köşkü ve Kitabenin Görünümü
Evliya Çelebi Seyahatnamesinde “elli üç ocağı, müteaddit harem evi ve develer için odaları bulunan büyük bir han” olarak tarif edilen Harmanlı kervansarayından ise günümüzde sadece ön duvarı ve giriş kapısı mevcuttur. Duvara Bulgarca bir kitabe konulmuş ve yıkılan iç kısmı ev ve dükkânlarla doldurulmuştur.
Harmanlı Kervansarayı Son Kalıntıları
Duvara Sonradan Konulan Bulgarca Kitabe
Kervansaray ile köprü arasında kitabesi bulunmayan fakat Osmanlı dönemi olduğu anlaşılan ve hala suyu içilen bir çeşme bulunmaktadır. Çeşme hakkında daha fazla bilgi sahibi olamadık.
Kervansaray ve Köprü Arasındaki Çeşme
Kaynaklarda ve ansiklopedik bilgilerde verilen bu çeşmeden başka Harmanlı yakınlarında şimdi Tır Parkı olarak kullanılan alanda da “Akbaldırlı Kızlar çeşmesi olarak adlandırılan başka bir sebil yer almaktadır. Bu çeşmenin de Siyavuş Paşa hayratı olduğuna dair bilgiler mevcut olup, ayrıca halk arasında Bulgar beyinin kızı ile Siyavuş Paşa arasında geçtiği rivayet edilen bir aşk hikâyesi anlatılırmış. Bundan dolayı Bulgarlar Harmanlı’nın sembolü olarak şehir merkezinde bir kız heykeli yaptırmışlardır.
Burada fotoğraflarını sunduklarımızdan başka ayakta kalan ve veya kalıntıları olan Türk-İslam medeniyetinin izlerini taşıyan eserler şu anda Harmanlı’da mevcut değildir, ya tarihin akışında tahrip olarak kaybolmuşlar ya da Bulgarlar tarafından şu veya bu sebeple yok edilmişlerdir. Çünkü Balkan topraklarından göç ile şehirlerin demografik yapısı değişmiş ve Osmanlı eserlerinin bir kısmı sahipsiz kalmış ve zamanın tahribatına bırakılmış, bir kısmı da Osmanlının bu topraklardaki izlerini silmek isteyen yerel yönetimler tarafından ortadan kaldırılmıştır. Hangi sebeple olduğunu bilmemekle beraber kaynaklarda geçen cami, imaret, medrese ve hamamdan günümüzde izler yoktur.
Bir yanıt bırakın