Üsküp ki Yıldırım Beyazıd Han Diyarıdır

Yüzyıllar boyunca, ortak sınırları, kültürü ve tarihi paylaştığımız, ortak değerlerimizin olduğu bir bölgedir Balkanlar. Bu nedenle de Balkanların Türk insanının kalbinde çok özel bir yeri vardır. Aslında, Türk insanının kalbinin bir parçası hala Balkanlar’da kal-mıştır demek de yanlış olmaz. Bunun bir nedeni de hiç şüp-hesiz ülkemizde yaşayan birçok ailenin kökeninde, geçmişinde Balkanların olması ve hemen her ailenin mutlaka Balkanlarla bir bağının olmasıdır.
Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde ve özellikle Balkan Harbinde milyonlarca insan doğduğu, büyüdüğü, yaşadığı, geçimini sürdürdüğü bu toprakları, her şeyini geride bırakarak terketmek zorunda kalmıştır. Yaşanan bu büyük acılar, Türk insanını daha da fazla bağlamıştır Bal-kanlar’a, bir gönül bağı oluşmuştur.
Hiç şüphesiz ortak tarihimizin, değerlerimizin olduğu Makedonya’nın, Türk insanı için ayrı bir yeri vardır. Günümüzde yakın dostumuz olarak gördüğümüz Make-donya’nın bağımsızlık ilanını ilk tanıyan, ilk Büyükelçi atayan ülkelerden biridir Türkiye. Bugün de ülkedeki en büyük yatırımcıların başında Türk şirketleri gelmektedir.
Makedonya Türkiye’nin ve Türk insanının gönlün-de olduğu gibi, tarihinde de önemli bir yere sahiptir. Os-manlı Devleti’nde yetişen ve sonra Devlet yönetimine gele-rek, Türk halkının kaderine yön veren birçok asker ve yö-netici bu topraklarda yetişmiş, bu topraklarda eğitim almış-tır. Elbette bu yöneticilerin başında Manastır Askeri İdadi-sinde okuyan, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk gelmektedir. Atatürk bu topraklarda okumuş, gençlik yıllarını bu topraklarda geçirmiş ve Cumhuriyetimizin temellerini oluşturan fikirleri yine bu topraklarda yeşertmiştir.
Makedonya’nın Türk kültürü ve edebiyatında da ayrıcalıklı bir yeri bulunmaktadır. Nice ortak şarkılarımız, türkülerimiz, şiirlerimiz vardır. Türk şiirinin en büyük us-talarından Yahya Kemal Beyatlı’nın Üsküp’lü olması Makedonya ile aramızdaki özel başka bir bağı oluştur-maktadır.
Ben de, Türkiye Cumhuriyeti’nin Büyükelçisi ola-rak, Üsküp’te görev yapmaktan duyduğum memnuniyeti ifade etmek isterim. Halihazırda mükemmel seyreden iki ülke ilişkilerini daha da geliştirmek için çaba sarfet-mekteyim.
Hayatım boyunca, Makedonya’nın benim için özel bir yeri oldu. Belçika’da yaşayan Türk bir ailenin kızı olarak çocukluğumun geçtiği Belçika’dan her yaz Türkiye’ye ailecek arabamızla karayolu üzerinden gelirdik ve eski Yugoslavya’da mutlaka mola verirdik. Ailem için de ayrı bir yeri vardı Balkanlar’ın, her ziyaretimizde, yüzyıllar boyunca birlikte yaşadığımız soydaşlarımızdan, dostları-mızdan, akrabalarımızdan ayrı düştüğümüz için bir taraftan hüzünlenirdik, bir taraftan da hala gönül bağları devam ettiğinden ve kendimizi evimizde hissettiğimiz için mutlu olurduk.
Belçika’dan sonra hayatımın önemli bir bölümünü geçirdiğim Bursa’da da, Makedonya’dan ülkemize göç edip, Bursa’ya yerleşen nice aileyle tanışıklığım, dostlu-ğum oldu.
Makedonya’ya Büyükelçi olarak atandığımı ilk öğrendiğimde çocukluğumdan beri biriktirdiğim anılarım canlandı. Bu sıcaklığı, yakınlığı hala hissediyorum. Nitekim Üsküp’e geldiğimden beri kendimi hep evimde hissettim. Üsküp’ün tarihi dokusunu hala koruyor olması, ortak değerlerimizin mevcudiyeti, Osmanlı’dan kalma mi-mari eserlerin varlığını sürdürmesi ve elbette Makedon-ya’daki soydaşlarımız ve vatandaşlarımız bana kendimi hep evimde hissettirdi.
Ortak bir tarihi paylaştığımız, ortak kültürel de-ğerlerimizin olduğu ve her şeyin ötesinde Evlad-ı Fatihan soydaşlarımızın yaşadığı Makedonya, hayatımda her zaman çok ayrı bir yere sahip olacak, kendimi Üsküp’te evimde hissettiğimi rahatlıkla söyleyebilirim.
Makedonya’nın her şehrinde, ülkemizle bir ben-zerlik ve ortak tarihimizden izler bulmak mümkün. Ma-nastır Askeri İdadisi, Resneli Niyazi Bey Sarayı, Mustafa Paşa Camii, Harabati Baba Tekkesi, Gazi Baba Türbesi, Kurşunlu Han, Kapan Han, Çifte Hamam ve bunlar gibi da-ha nice eserler ortak tarihimize vurgu yapıyor. Tüm vatan-daşlarımızın Balkanlar’ı ve özellikle Makedonya’yı ziyaret ederek, bu önemli eserleri görmelerini tavsiye ediyorum.
Çocukluğu Belçika’da, hayatının önemli bir bölümü Bursa’da geçmiş ve şimdi de Üsküp’te yaşayan ve Üsküp’ü çok seven biri olarak, bu yazıyı Yahya Kemal Beyatlı’nın Üsküp özlemini anlatan o güzel mısralarıyla noktalamak isterim.

“Üsküp ki Yıldırım Beyazıd Han diyarıdır,
Evlad-ı Fatihan’a onun yadigarıdır.
Firuze kubbelerle yalnız bizim şehrimizdi o;
Yalnız bizimdi, çehre ve ruhiyla biz’di o.
Üsküp ki Şar Dağ’ında devamıydı Bursa’nın.
Bir lale bahçesiydi dökülmüş temiz kanın…”

Tülin ERKAL KARA hakkında 1 makale
T.C. Üsküp Büyükelçisi

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*