ÇİFT KANATLI EĞİTİM: İLİM VE İRFAN
Eralp AKMAN
Milli Eğitim Müdürü
Adı bilgin olan niceleri vardır ki, gerçek bilgiden, hakiki irfandan nasipsizdirler. Bu ilim sahipleri bilgi ezbercisidir, bilgi sevdalısı değil…
Çok yönlü bir Türk âlimi ve tıp insanı olarak bilinen Akşemseddin, Fatih Sultan Mehmed’in hocalarından biridir. İstanbul’un, Aziz İstanbul’un fethi esnasında Sultan’ın destekçisi olup Ebu Eyyüb el-Ensari Hz.’nin mezarının bulunmasını sağlamıştır.
Tarihimize ve gönüllerimize adını altın harflerle yazdıran bu müderrisin tahsil durumuna dikkat çekmek, sizleri kısaca bilgilendirmek istedim.
Akşemseddin (Şemseddin bin Hamza) küçük yaşlardan itibaren bilime ilgi duymuş ve medrese eğitimi almıştır. Tıp ve eczacılık alanlarında çalışmalarda bulunarak mikrop teorilerinden birini ortaya atmıştır.
Astronomi, Biyoloji ve Matematik alanlarında multidisipliner çalışmaları vardır. O tam bir bilim insanıdır.
Ancak bilimsel çalışmalar ve maddi ilimler onun için yeterli olmamış, tıpkı Celaleddin-i Rumi gibi salt ilim tahsili ile yetinmeyen Akşemseddin, irfan tahsili için müderrisliği ve medreseyi terk etmiştir. Hacı Bayramı Veli’nin öğrencisi olan Akşemseddin, manevi yönden de kendini gerçekleştirmiş, örnek bir âlimdir, âriftir.
Takdir edileceği gibi, salt bilimsel bilgi bireyin kendini bulması ve gerçekleştirmesi noktasında yeterli olmamaktadır.
Adam Smith’in, başyapıtı Ulusların Zenginliği’nde belirttiği gibi, Sanayi Devrimi ile tarım ve sanayide gelişmeler olmuş, nüfuslar hızla artmaya başlamış, dünya her anlamda piyasa ekonomisi halini almıştı. Bu değişim bireyleri yalnızlaştırmış ve mutsuzluğa sürüklemişti. Kuşaklar flyn etkisiyle de maddi olarak zenginleşseler bile mutsuz kalabalıklar olarak hayatlarına devam etmeye başlamışlardı. Zira insan sadece madde veya sadece manadan ibaret olmayıp, ikisini mezceden bir bütündür.
Yedi Güzel Adam filmindeki “Yemenici” karakterinin anlatımıyla, “insan çıtalıya (uçurtmaya) benzeyen bir varlıktır. İnsan doğar can kazanır, büyür güç kazanır, gücünü ikrarından alır, ikrar verdiği kararlardır, eğer kararında adaletli ise erdemli olur, adaletinde kemali bulursa kâmil olur. İşte o zaman Yunus Emre’nin dediği gibi ‘Canlar canını bulur, ölse bile bedeni ölür, ama o sonsuza dek yaşar.’ Bu saydıklarımdan biri eksik olursa çıtalı uçamaz. İnsan da kâmil olmaz, olamaz. Kâmil olmayana da insan denmez zaten, beşer denir. Beşer deri demektir, o sonsuza dek yaşayamaz, dayanıksızdır çünkü… Bu yüzden beşer hep şaşar”…
Zayıftır, çünkü O’na güç verecek, onu yaşatacak olan şey eksiksiz adalet ile alacağı kararlardır. Ancak işte o zaman insan olur. Kâmil, adaleti de Hak ile sağlar. Yani demem o ki; insanın sonsuza dek yaşaması; içinde kendinin olmadığı tertemiz adaletle aldığı kararlara bağlıdır, işte o zaman insan toprağın altında kalsa da ölmez. Hakka âşıktır çünkü ne demiş Yunus: “Ölen hayvan imiş, âşıklar ölmez”.
Bizi bir yapan, beşerlikten insanlığa geçiş yolundaki reçetemiz manevi değerlerdir, “değerler eğitimidir”.
Nitekim bu minvalden yola çıkarak hareket eden Milli Eğitim Bakanlığı, 2023 Eğitim Vizyonu olarak “çift kanatlı” bir sistemi hedeflediğini ilan etmiştir.
2023 Eğitim Vizyonu’nun 21.yüzyıla dair eğitim önerisi, “21. Yüzyıl Talim ve Terbiye Modeli” şeklindeki çift kanatlı bir oluşumdur. Sadece ontoloji ve epistemoloji hayatı göğüslemeye yetmemektedir. İnsana gerekli olan evrensel, yerel, maddi, manevi, mesleki, ahlaki ve milli tüm değerlerimizi kapsayan ve kuşatan bir olgunlaşma, gelişme, ilerleme değişim ve ahlak güzelliğidir. Bu bilinçle hareket etmek, tek kanatla uçulamayacağının farkına varmak, toplumsal bilinç yaratmak, Vizyon Belgesi’ni topluma doğru anlatmak, biz eğitimcilerin en temel ödevidir.
Bir yanıt bırakın