M.S. 117-138 yıllarında Roma İmparatoru olan Hadrianus, imparatorluğun farklı bölgelerine seyahatler düzenlemiş olup Doğu’ya iki seyahat gerçekleştirdiği bilinmektedir. Doğu seyahatlerinden ilki 123-24 yıllarında olup, bu seyahatinde Trakya’dan Anadolu’ya geçen Hadrianus seyahat ettiği bölgelerde büyük imar faaliyetleri başlatmıştır. Hadrianus tarafından Edirne’ye büyük bir sur inşa ettirilmiştir. Küçük bir Pazar yeri niteliğindeki Edirne’yi şehir konumuna yükselmiştir. Şehrin çevresi surlarla sınırlandırılmış, önemli bir Roma Castrum’u (ordugah) haline getirilmiştir. Hadrianus’un ismine ithafen Hadrianopolis olarak adlandırılan şehir, İmparator Diocletianus Döneminde (284-305) Trakya eyaletinin altı vilayetinden birini oluşturan Haemimontus’un başkenti olmuştur.
Edirne’yi çevreleyen surları ile Kale, Bizans ve Osmanlı Döneminde kullanılmış, korunmuş, deprem ve yangınlar sonrasında tamirine önem verilmiştir. Öyle ki dünyaca ünlü seyyah Evliya Çelebi, Seyahatname adlı eserinde, 1653 yılında geldiği Edirne’den bahsederken kale surlarına da geniş yer vermiştir. Evliya Çelebi, kareye yakın bir plana sahip olan Edirne Kalesi’nin dört köşesinde dört yuvarlak kule, kuleler arasında dikdörtgen şekilde on iki burç ile dokuz kapısının olduğunu aktarmıştır.
Kâtip Çelebi ise, Cihannüma adlı eserinde, Kale kuleleri ve kapılarının isimleriyle yerleri hakkında bilgi vermiştir: Üç Şerefeli Camii yakınında olan Makedonya, Saat, Yangın Kulesi de denilen Büyük Kule; eskiden hapishane olarak kullanılan Yelli Burgaz; Germe Kule; Tunca Nehri kenarında yer alan Su Kulesi; zindan olarak kullanılan Zindan Kuledir. Edirne Kalesi’nin dokuz kapısı ise şu isimlerle anılmaktadır; Kule Kapısı, Top Kapısı, Kafes Kapı, Keçeciler Kapısı, Uğrın Kapı, Manyas Kapı, Tavuk Kapı, Balıkpazarı (İstanbul) Kapısı, Orta Kapı.
Rusların Edirne’yi işgal ettiği 1829 yılına kadar tamamen mevcut olan Edirne Kalesinin sabah kapıları açılır, akşamları da kapatılırdı. Dizdarı da olan Kalenin sembolik anahtarları, Rus işgali esnasında General Dibiçin tarafından götürülmüştür. Kalenin çevresini dolaşan bir sur önü hendeğinin sonraki dönemlerde Edirne bir iç kale olduğunda doldurulduğu anlaşılmaktadır zira, Evliya Çelebi bu hendeklerin yer yer gözüktüğünü belirtir. Semiz Alipaşa Çarşısı da bu Hendeğin bir bölümü üzerine yapılmış olmalıdır.
- yüzyıldan itibaren, Osmanlı idaresinde beş yüzyıla yakın barış dönemi yaşayan Edirne işgallere uğramış, bu dönemde Edirne Kalesi de korunamamıştır. Yer yer mail-i inhidam durumdaki Kalenin, Vali Hurşit Mehmet Paşa zamanında hastane, okul, hükümet binaları, kışlalar vb. resmi yapıların inşasına gelir sağlanması için, 1866-1870’yılları arasında, yarıdan fazlası satılmıştır. Kale taşlarının satışı uygulaması, Meclis-i Vükela eliyle 1883 yılında durdurulmuşsa da, o zamana kadar büyük ölçüde duvarlar, burçlar ve kuleler yıkılmıştır. Kaleden günümüze ulaşan Kulesiyle, Mumcular, Balıkpazarı Sokak, Zindanaltı ve Tabakhane Sokakta bahçeler arasında kalmış duvarlarıyla izlerini, 1918 tarihli Edirne Haritasında olduğu şekilde takip etmek mümkün olmaktadır.
Bugün Edirne merkezinde yer alan Makedonya Kulesi’nin içinde bulunduğu Arkeolojik alan, Edirne antik kenti surlarının günümüze ulaşan en önemli parçasıdır.
Edirne Kalesi’nin günümüze ulaşan bu tek kulesinin üzerine, Edirne Valisi Hacı İzzet Paşa tarafından 1884-1885 yılında, ahşap bir saat kulesi inşa edilmiştir. Ahşap kule altıgen planda, yukarıya doğru simetrik bir şekilde küçülen beş katlı olup en üstte ise her cephesinde saat yer alan dört köşeli bir köşk yer almaktaydı. 1894 Yılında bu bölüm, ahşap katlar tamamen sökülerek kâgir üç katlı olarak yeniden inşa edilmiştir. Kâgir kısım, tuğla payeler ile süslenerek Neoklasik üslupla yapılmıştır. Bu Kulenin ikinci ve üçüncü katları yangın gözlem bölümü ve kahve ocağı olarak düzenlenmiştir.
6 Temmuz 1953 tarihinde ise, depremden zarar görerek tehlike arz eden Saat Kulesi’nin son üç katı dinamitlenerek yıktırılmıştır. Mevcut haliyle Kule Osmanlı Devri Kahvehanelerini tanıtıcı bir kahvehane olarak kullanılmak üzere 1984 yılında Maliye Bakanlığınca Kültür ve Turizm Bakanlığına tahsis edilmiştir.
Edirne Valiliğince, antik kentinin günümüze ulaşmış en önemli parçası olan Saat Kulesi ve yakın çevresindeki Arkeolojik alan, Trakya Kalkınma Ajansı’nın destekleriyle 2013 yılında yeniden projelendirilmiş, onarımı için gerekli mimari projeleri yaptırılmıştır. Burada, Saat Kulesi ve Buzhane kısmında, Edirne şehrinin kuruluşunu, kalesini, surlarını, kulelerini, şehrin ana kimliğine kavuştuğu ve Osmanlı İmparatorluk kimliğini hazırlayan dönemlerini, Roma Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi eserleri ile Trakya-Edirne Arkeolojisini içeren bir müze için çalışmalar, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünce sürdürülmektedir.
Bir yanıt bırakın