Kırkpınar

İbrahim Ay

Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nin önceki dönem yöneticilerinden olan Edirne Belediyesi Eski Başkanı Eczacı İbrahim Ay ile Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşlerini konuştuk.

Sayın Ay Bu güne kadar yağlı güreş ve Kırk-pınar hakkında birçok yazı yazıldı. Onlarca yazı yazıp yağlı güreşin gelişebilmesi ve daha cazip hale gelmesi, örf adet ve geleneklerimize uygun olabilmesi için birçok önerilerde bulunuldu.

Sizce gelinen nokta nedir?

-Gelişen teknoloji ve gelişen yaşam koşulları bu amatör sporu olumsuz yönde “akıl atmayacak derecede” profesyonelleştirdi. Kulüpleştirdi ve gruplaştırdı. Türkiye de daha önceki yıllarda yüzlerce olan yağlı güreş organi-zasyonları sayıca azalmaya başladı. Dolayısıyla bu spora olan ilginin azaldığını görüyoruz.
Şahsen 1950 yılından beri 67 yıldır aralıksız Kırk-pınar ye yağlı güreş sevdalısıyım. Davulun tokmağının her vuruşu çubuğunun yaptığı her nameyi, zurnanın çıkardığı ulvi sesi her duyduğumda içimde bir şeyler kıpraşır ve heyecanlanırım. Bu güreş sevdası beni dünyanın en eski spor organizasyonunu tertip etme ve yönetme bahtiyar-lığına eriştirdi. Murat Sertoğlunun tefrikalarıyla büyüdük. Atıf Kahramanın yazılarıyla tekniğini öğrendik. Yöne-tirken de yağlı güreşin en ince ayrıntılarını yaşadık. Usta-çırak. pehlivan-cazgır, pehlivan-sponsor, güreşçi-hakem, pehlivan-ağa ilişkilerini yaşadım. Eski güreşleri hatırla-dıkça ve bu günkü güreşlerle mukayese ettikçe inanın sü-kûtu hayale uğruyorum.
Her yağlı güreş sever gibi beklentileriniz özlemleriniz istekleriniz nelerdir
-Kırkpınar organizasyonlarının düzenlenmesi hakkında olumsuz söylenecek hiç bir söz yok. 656 yıldır bir şekilde bu organizasyonu yapmak ve devam ettirmek kolay değil. Hem de devlet yardımı olmaksızın. Bu organizas-yonu bu güne kadar getiren herkesten Allah razı olsun. Bize tarihimizi örf ve geleneğimizi eksiklerine rağmen getirdikleri için herkese teşekkür ediyorum.
Kırkpınar’ı anlatırken düşünülmesi gereken en uygun yol ikiye ayırmaktır. Birincisi er meydanı, ikincisi de er meydanı dışındaki organizasyonlar olarak ayrıl-masıdır. Beni ilgilendiren yön her ikisi de olmasına rağmen bu röportajda er meydanındaki pehlivanlar, cazgırlar, davul-zurna, hakemler üzerine olsun.
Bunları tek tek ele alırsak 656 yıllık geleneği daha iyi yaşatmak ve seyredenlere daha iyi yağlı güreş seyrettire-bilmek için ne gibi tedbirler alınması gerekiyor
Nedir o tedbirler?
-Pehlivanlar; En küçük boydan başpehlivanlara kadar her birine teşekkür edilmedir ki. onlar atalarının sporunu ya-şatıyorlar. Ancak bu pehlivan-ları yetiştiren, onlara güreşi öğ-reten eski pehlivanlar, Antre-nörler pehlivanların her şeyidir Önce örf adet ve gelenekleri-mizi onlara öğretmelidirler. Ne yazık ki Genç pehlivanlar Kırkpınar çayırına çıkarken çayırdaki diğer pehlivanlardan ne görüyorlarsa onu taklit edi-yorlar. Hiçbir genç pehlivan peşrev yapmasını bilmiyor. Çayıra salındıkları anda çırpınarak güreşe başlıyorlar. Usta pehlivanlar gençlere önce peşrevi layıkıyla la öğretmeliler. Daha sonra Dizini neden yere koyup, sağ elini çimene vurduktan sonra elini göğsüne ve başına koyarak göğe kaldırmasının manasını anlatmalılar. Neden iki pehlivan karşılaştığı anda her birinin sırtını sıvazlar Neden rakibinin kasnağından tutup, Topuğunu elleyip elini başının üstüne götürür? Neden rakibini yenince temenna çakar? Ve Temenna nın manası nedir? Bunları öğretmeliler. Eğer pehlivanın içinde cevher varsa, güreşmeyi zaten öğrene-cektir. Bu gün güreşe başlarken genç pehlivanlar, “saldım çayıra — Mevla’m kayıra ” diye çayıra salınıyor. Galibiyet-ten sonra (başpehlivanlar dâhil) yumruk havada “oley” çe-kiyorlar. Hâlbuki önce Temenna çak Allah’ına şükret, raki-binle helalleş sonra sevincini nasıl göstermek istiyorsan öyle göster. Ama yağlı güreşin geleneğini yerine getir!.
Kırkpınar’ı Konuşuyoruz, Cazgırlardan Yağlı güreşin olmazsa olmazı Davul-Zurnadan, Hakemlerden,
Bahsetmeden olmaz kısaca onlardan da bahse-dersek neler söylemek istersiniz.
Önce kı-saca cazgırlar-dan bahsetmek gerekirse; Cazgırlar pehlivanın ustası, hoca-sı, Antrenö-rü ve baba yarısıdır. Es-ki cazgırların pehlivanların üzerinde büyük ağırlıkları vardı. Pehlivanları çayıra salarken özelliklerini söyler, onlar hakkında methiyeler düzer, onunla öz-deşleşmiş bir oyununu söylerler-di. Bu gün ise pehlivanları çayıra salar-ken, mani yerine şirket, belediye ve aile reklamları yapılıyor. Bu yağlı güreşin örf ve âdetine aykırı bir bi-çimdir
Yağlı güreşin olmazsa olmazı Davul-Zurna, Davul-Zurna ekibindeki sanatkârlar artık çok zor ve az yetişiyor. Ekipteki sanatkârların devlet güvencesine alınıp yetiştirilmesi ve sosyal güvence altına alınması elzemdir. Ekibin güreş havaların’ daha ciddi çalması, peşrev hava-sından başpehlivanlık havasına kadar tüm havalan bilmesi ve düzgün icra etmesi şarttır. Ekip sayıyı artırmak için toplama olmamalıdır. Birde davulların Orijinal deri olması gerekir. Günümüzde davul kasnağını sentetik malzemeyle kaplayıp üzerine bez geçip daha ucuza mal ediyorlar, ama arzu edilen o ses alınamıyor. Bunun için belediyenin sade-ce Kırkpınar da kullanılmak üzere deriden davullar yap-tırıp Kırkpınar süresince ekip üyelerine zimmetleyebilir.
Kırkpınar’da güreş müsabakalarını yöneten ha-kemlerden de kısaca bahsetmek gerekirse
Kırkpınar hakemleri kule ve meydan hakemlerin-den oluşmaktadır. Bu hakemlerin yağlı güreşten gelmeleri, örf âdete bağlı kalarak güreş yönetmeleri gereklidir. Gü-nümüzde meydan hakemlerinin kesinlikle kararlı olma-maları yenme ve yenilme kararlarında özellikle kendi inisi-yatifleriyle karar vermeleri gereklidir. Kule hakemine ba-karak karar verip sorumluluktan kurtulmamaları gerek-mektedir. Bunun önüne geçebilmek için de aynı futbol karşılaşmalarında olduğu gibi hakemlerin telsiz kulaklıkla kule hakemleriyle iletişimde olmalıdır. Daha önceki yıllarda, meydan hakeminin güreşi iyi takip edememesin-den dolayı kararsızlığa düşüp Güreşçilere daha uzak olan kule hakeminin farklı kararını uyguladığına şahit oldum. Bunlar Baş ve başaltının altındaki boylardaki güreşleri önemsememekten dolayıdır. Güreş’i iyi takip etmeyen hakem en ufak bir oyunda kule hakeminin kararını uygulamaktadır.
Oysaki alt boylarda verilen bu yanlış kararlar gele-ceğin başpehlivanları nı güreşmekten soğut-maktadır, verilen bu yanlış kararlar aynı zamanda pehlivanların hakkının yenilmesine sebep olmaktadır. Eski güreş-lerin tadı damağında kalan birisi olarak derim ki; Yağlı güreşlerin he-yecanının art-ması, eski güzel güreş-lere dönül-mesi için ke-sinlikle sü-resinde ye-nişme olma-yan güreşler-den sonra puan-lama Yapılma-malıdır. Keşke yağ-lı güreş federasyonu-muz olsa da yağlı güreş-lerde üst teknik heyet (eski başpehlivanlar, hakemler, ağalar) kurulu oluşturulsa. Bu teknik heyetin vereceği kararla güreşlerin son 8. veya 16. turunda belirlenen süre içinde, belirleyeceği ana oyunları en çok tatbik eden pehlivan güreşi kazansa, (buz pateni yarışmasında yarışmacı yapılması gereken zorunlu oyunları yaptığında başarılı oluyorsa pehlivanda güreş süresince yaptığı zorunlu oyunlarla galip edilsin. Yoksa 10 dakikalık puan güreşini yatarak geçiren ve bu esnada rakibinin arkasına geçip hasbelkader alınan 1 puanla güreşi kazan, Başpehlivan ol! Yok artık. Bu tür düşünce ve uygu-lama yağlı güreşin ana temasını katlettiği gibi diğer pehli-vanında 1 yıllık emeğini yok ediyor. İşte bu pehlivanın gücü değil, yağlı minder güreşinin puan gücüdür. Bu şekilde pehlivan gücünü ispatlayacak ve pehlivanlığını yaptığı oyunlarla gösterecek. Aksi takdirde pehlivanın alın teri yağlandığı yağ ile karışıp hak yiyenlerin kalbine damla damla akıp vicdanlarını rahatsız eder. Bu vesileyle yağlı güreş camiasına ve Evladı Fatihan Edirne Okuyucularına selam sevgi ve hürmetlerimi sunarım.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*