Ankara Lozan Mübadilleri Derneği Genel Sekreteri Sertaç Öztepe CİHAN

Ankara Lozan Mübadilleri Derneği Genel Sekreteri Sertaç Öztepe CİHAN’a sorduk;
Evlad-ı Fatihan :
Sayın Sertaç Öztepe CİHAN’a Derneğinizin kuruluş amacı nedir?
Sertaç Öztepe Cihan :
Mübadillerin çocuklarına ve torunlarına ulaşabilmek, kültürlerini yaşatabilmek, gelenek ve göreneklerini yaşatabilmek, yemek adetlerini yaşatabilmek, önceden yaşanan olayların bir daha yaşanmaması ve çektikleri acıların, sıkıntıların yaşanmaması için bir takım sosyal güvenlik projeleri yerine getirebilmek için kurulan bir dernektir.
Evlad-ı Fatihan
Derneğinizin Faaliyetleri Hakkında Neler Söylemek İstersiniz?
Sertaç Öztepe Cihan :
Resim sergilerimiz var, resim sergilerimizde Yunanistan’dan gelen birinci kuşaktan gelen mübadillerin resimlerini sergiliyoruz. Tablolar haline getirdik ve sergiliyoruz, o sandıklardan çıkarttıkları fotoğraflar artık unutulmaya yüz tutmuş bulunmakta. Birinci kuşak mübadillerin anılarını yaşatmak amacıyla oluyor, biraz da insanların anılarını canlandırılıyor, sorunları aktarılıyor dedelerinin neler yaşadıkları anlatılıyor. Geziler düzenliyoruz, memlekette geziler adı altında mübadilleri, hemşerilerimizi, Türkiye’ye, Yunanistan’a geziler düzenleyip köylerine götürüyoruz. Aynı zamanda yurt dışı gezilerimiz var, yurt dışı gezilerimizde mübadil köylere götürüyoruz, Yunanistan’dan gelen mübadilleri köylerine götürüyoruz, hikâyelerini yazıyoruz.
Birinci nesil mübadillerin sorunlarını aktarabilmek, daha doğrusu gelecek nesillere aktarabilmek amaçlı faaliyetlerde bulunuyoruz.
‘’Geçmişini bilmeyen, geleceğini çizemez.’’ sözünden hareket ediyoruz. Bu sosyolojik olay insanların üstünde büyük bir yıkım yarattı.
Birinci nesilden gelenler hep sustular, bunun başlıca sebebi ise geçim sıkıntısı içinde olmalarıydı.
İkinci nesil kuşak mübadiller de aynı şekilde geçim derdine düştü ve hep bir var olma mücadelesi içindeydi.
Üçüncü kuşak mübadiller ise bir kimlik arayışının içerisine girdi.
Bizde şu anda üçüncü kuşak olarak birinci ve ikinci kuşakların anlatamadığını, yaşayamadığını, söyleyemediğini ve dile getirtemediklerini gelecek kuşaklara aktarabilmeyi ana vazifemiz olarak görüyoruz.

1 yorum

  1. Sertaç Hanım ben de sessiz bir Mübadil Anne’nin çoçuğuyum Aile olarak en büyük şansımız subay bir Babaya sahip olmamız. Sizin de kabul ettiğiniz gibi mübadele karşı konulamıyacak bir gerçek idi. İzmir’in son üç asırlık tarihine baktım pek te mutluluk duymadım kiliselerin çan seslerinden, Liman yerine levanten iskelesine yanaşıp Devletir harcını gaspeden ithalat vapurlarından. Hele hele emperyalist savaş gemileri desteğiinde çıkan efsun askerinden. Gurur duydum teşkilatlanıp direnen İzmirlilerden, Yunan idaresinin bir toplantısında canı pahasına “Türkler bir gün geri gelecektir ” diyebilen Nesim Navaro’dan. Biz Bozkurtlar gibiyiz ölümü yaşadık dirilişi göklere kadar yaşayacağız, Kaybettik ama kazanacaklarımız çok daha kıymetli olacaktır. Bayramlık mendillerimize ne burnumuzu, ne de gözyaşımızı sileriz. Badem şekeri koymanın zamanıdır.

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*